İstanbul Gezi Rehberi, İstanbul Gezisi | TatildeKirala
31 Mart 2022
İstanbul Hakkında Genel Bilgi
İstanbul adı nereden gelmektedir?: İstanbul’un bilinen ilk ismi Byzantion’dur. Yunanlı Dorların daha sonra Konstantinniye, Konstantinopolis ve Nova Roma diye adlandırdıkları şehir, Fetih sonrasında İslambol adını alarak günümüzde İstanbul olarak son halini almıştır.
İstanbul Mutfağı /İstanbul’da ne yenir?
Farklı medeniyetlerin yüzyıllar boyunca sahip olmak istedikleri ve dünyada iki kıtayı birleştiren eşsiz bir yer olmasının etkileri kendisini İstanbul mutfağından & yemeklerinde de gösterir. Megaralılardan Ermenilere, Rumlardan Türklere çok zengin ve farklı dini inanışlara ev sahipliği yapan bu eşsiz şehrin yemek kültürünün de bu kadar zengin olması şaşırtıcı değildir. Bu farklı kültürlerin etkileri çoğu zaman yemeklere verilen isimlerde de kendini gösterir. Arnavut ciğeri, Çerkes tavuğu, Papaz yahnisi ve Hünkar beğendi gibi yemekler bu duruma verilebilecek en uygun örneklerdir. İstanbul mutfağı denince vitrinde kendisi gösteren yemekler; Düğün çorbası, Püryan, Tandır Kebabı, Patlıcanlı pilav, Tavuklu pilav, Çiroz, Halep köfte, Ermeni usulü Düzoğlu kızartma ve adını sayamayacağımız birçok farklı lezettir.
İstanbul’un renkli ve girift tarihi, etkilerine İstanbul mutfağında olduğu gibi tarihi ve turistik mekanlar & bölgeler kulvarında da çok etkili bir şekilde gösterir. Topkapı Sarayı: 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafında yaptırılan Topkapı Sarayı İstanbul’a ilk defa gelenlerin kesinlikle ziyaret etmeleri gereken yerlerin başında gelir. Osmanlı İmparatorluğu’na 400 sene boyunca idare merkezi olarak hizmet vermiş bu eşsiz yapı günümüzde 80.000 metrekarelik bir genişliğe sahiptir. Saray Bab-ı Hümayun, Avlu ve Babüsselam diye üç ihtişamlı bölümden oluşmaktadır.
Ayasofya: İstanbul’da kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında ikinci sırada Ayasofya Müzesi yer alır. Ayasofya Müzesi 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Jüstinyen tarafından katedral olarak yaptırılmıştır. İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülen yapı sekiz bölümden oluşur (Bina kısmı). Bu bölümler: Üst katta:Narteksler, Güney nef, Omphalion ve müezzin mahfili, Orta nef, Kuzey nefi ve Çıkış; Alt katta: Güney üst nefi ve Kuzey üst nefi diye sıralanır. Dünyanın en eski katedrali olma ve en uzun süre ibadet yeri görmüş yeri olma özelliğini taşıyan Ayasfoya Müzesi İstanbul ziyaretlerinde gezi planına dahil edilmelidir.
Yerebatan Sarnıcı: İstanbul’da bulunan en büyük kapalı sarnıç olan Yerebatan Sarnıcı’nda 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Jüstinyen tarafından yaptırılmıştır. 140 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde olan sarnıçta 9 metre uzunluğundan toplam 336 adet sütun bulunur. İçerisine indiğinizde görkemi ve heybetiyle ziyaretçilerini adeta büyüleyen Yerebatan Sarnıcı tuğla üzerine yapılan özel bir harç ile (Horasan harcı) su geçirmez bir şekle getirilmiştir. 100.000 ton su depolama kapasitesi olan Yerebatan Sarnıcı inşa edildiği dönemin ötesinde bir mimari yapıdır.
Gülhane Parkı: Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nın bahçesi olarak kullanılan Gülhane Parkı 1912 yılında Cemil Paşa tarafından park haline dönüştürülmüştür. Topkapı Sarayı ve Sarayburnu arasında yer alan Gülhane Parkı 2003 yılında gördüğü restorasyon sayesinde günümüzde de ilk dönemindeki ihtişamını korumaktadır. Fotoğraf ve yürüyüş meraklıları için biçilmiş kaftan olan Gülhane Parkı’da İstanbul ziyaretinizde görmeden gitmemeniz gereken yerler arasında gelir.
Dolmabahçe Sarayı: 250.000 metrekarelik devasa bir alan üzerine kurulu olan Dolmabahçe Sarayı adeta İstanbul Boğazı’nın yüzyıllarda gözcülüğünü yapmaktadır. Türk Rokokosu ve Barok dönemin etkilerini taşıyan Dolmabahçe Sarayı İstanbul Boğazı’nın Avrupa kıyısında 600 metre boyunca uzanır. 285 oda, 43 salon içeren sarayın temelleri ise kestane ağacı kütüklerinden yapılmıştır. Özel işçilik duvarlar, kapılar, bahçeler ve hamamlar içeren Dolmabahçe Sarayı’nın pek çok bölümünde günümüzde hala yeni eserler ve dönemine ait şaşırtıcı bilgiler gün ışığına çıkmaktadır.
İstanbul’da Sanat ve Kültür
Her yıl sakinlerinin dışında iş, gezi ve eğlence amaçlı gelen pek çok yerli ve yabancı misafiri ağırlayan İstanbul’un, kültür ve sanat etkinlikleri açısından doyurucu olmamasını düşünmek oldukça yanlış olur.
İstanbul festivalleri: İstanbul Kukla Festivali (Mayıs) İstanbul Uluslararası Dans Festivali (Nisan) İstanbul Film Festivali (Nisan) İstanbul Tasarım Bienali (Ekim) İstanbul Caz Festivali (Temmuz) İstanbul Opera Festivali (Haziran) Rock’n Coke (Yaz dönemi) İstanbul Müzik Festivali (Mayıs) Filmekimi (Ekim)
İstanbul’da Gece Hayatı / Eğlenilecek Yerler
İstanbul gece ve eğlence mekanları kategorisinde de hem sakinlere hem de ziyaretçilerini oldukça tatmin eden büyük bir yelpazeye sahiptir.
İstanbul eğlence mekanları (Karışık liste):
360 İstanbul, Cahide Düğün Sarayı, Catz Bebek, Lucca, Yekta, Zarifi, Anjelique, Coop, Dorock Bar, Haya Kahvesi, Klein, Mini Müzikhol, Jolly Joker, İndigo, Roxy, Zelda Zonk, Al Jamal
İstanbul’da Nerede Kalınır?
Ataşehir: Ataşehir Anadolu yakasında merkezi bir konumda bulunur. Buradan toplu taşıma veya özel araç aracılığıyla İstanbul’un gezilecek yerlerine ulaşabilirsiniz.
Beykoz: Beykoz Anadolu yakasının kuzeyinde doğa ile iç içe bir ilçedir. İstanbul’un merkezine yakın olmak ama aynı zamanda da sakin bir tatil geçirmek istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz.
Beşiktaş: Beşiktaş İstanbul’un ve Boğaz’ın göbeğinde şehrin tarihi ve doğal güzelliklerine yakın bir konumdadır. Ortaköy, Emirgan ve Bebek gibi güzel semtleriyle de ilgi odağı olan Beşiktaş’ta şehrin önemli restorantlarında yemek yiyebilirsiniz ve İstanbul Boğazı kenarında vakit geçirebilirsiniz.
Şile: Şile Anadolu yakasının kuzeyinde Karadeniz kıyısında bulunur. İstanbullular tarafından da denize girmek ve sakin ve doğa ile iç içe birkaç gün geçirmek için tercih edilir. Burada Ağva’da da kalabilirsiniz.